Korkuyu aşmadan kurtulamazsınız

Şener Levent – Korkaksınız…
Sizi Türkiye ile korkuttular…
Bizi de sizinle!
Bize “Türkiye giderse Rum gelir, sizi ezer” dediler…
Karınca gibi ezer…
Sinek gibi ezer…
Hap gibi yutar dediler…
Size “Türkiye güçlü, başa çıkamayız onunla” dediler…
Yakar yıkar sizi…
74’ten beter yapar…
Ona karşı gelmekten vazgeçin dediler…
Sizi de korkuttular, bizi de…
İnandık!
İnandınız!
Bu korku üstüne çözüm ve barış inşa etmeye çalışıyorlar şimdi…
Korkudan barış olur mu?
Özgürlük olur mu korkudan?
Korkunun ecele faydası yok diyenler yalan mı söylediler?
Korku miskin değil mi?
Korkudan zafer kazanmış tek bir kişi gösterin bana…
Korkudan zafer kazanmış tek bir millet gösterin…
Korkak bir halk…
Korkak bir parti…
Korkak bir örgüt…
Korkak bir sendika…
Korkak bir eylem gösterin!
***
Eğer Socrates korksaydı idam edileceğini bile bile doğruyu söyleyemezdi…
Galileo korksaydı “Dünya yuvarlak ve dönüyor” diyemezdi…
Spartacus Roma ordularının üstüne yürüyemezdi…
Gustave Flaubert “Madam Bovary” romanını, Oscar Wilde “Dorian Gray’ın Portresi”ni, Salman Rüşdi de “Şeytan Ayetleri”ni yazamazdı…
Lord Byron korksaydı, Yunan dağlarında Osmanlının yeniçerilerine karşı savaşmaya gidemezdi…
Vietkong koskoca Amerika’yı dize getiremezdi…
Yuri Gagarin uzaya uçamazdı…
Mahatma Gandi İngiliz sömürgecileri söküp ülkesinden atamazdı eğer korksaydı…
Nelson Mandela 27 yıl o hücrede direnemezdi…
Ve 1956 yılında Fidel 82 kişi ile o nehri geçerken düştüğü pusuda yetmiş arkadaşını kaybedip de 12 kişi kalınca, direnişe devam edemez, Havana’ya yürüyemez ve o büyük devrimi yapamazdı…
Eğer korksaydı, Che bütün mazlum bir kıtayı zalimlerin elinden kurtarmak için Bolivya’da yola çıkamazdı…
İranlı bir kadın hapse atılacağını veya taşlanacağını bile bile burkayı atmaz ve saçlarını rüzgarda savurarak sokağa çıkamazdı eğer korksaydı…
Eğer korksaydı Şilili gazeteci kadın Albertina polisin öldürdüğü sokak sanatçısı Carrosco’nun nasıl tecavüze uğrayıp öldürüldüğünü belgeleyemez ve hayatıyla bunu ödeyemezdi…
***
Neyi neleri saysam daha…
O kadar çok ki…
Korkaklar değil, cesaret sahibi olanlar yazar tarihi…
Onların sayesinde elde ettiniz, bugüne kadar ne elde ettiyseniz…
Elektrik de onların sayesinde…
Tren de, uçak da, vapur da…
Asla öğrenemeyeceğiniz gerçekleri onların cesareti sayesinde öğrendiniz…
Size o gerçekleri söyleyebilmek için canlarını feda edenler sayesinde…
Hayransınız onlara…
Ama korkaklığınızı ve cesaretsizliğinizi kapatamazsınız bu hayranlıkla…
Sizin de bir şeyler yapmanız lazım…
Yasakları deleceksiniz…
Tabuları yıkacaksınız…
Zincirlerinizi kıracaksınız…
Başka türlü olmaz…
Olamaz!
Karşınızdakiler çok güçlü olabilir…
Silahlarıyla…
Ordularıyla…
İşbirlikçileriyle…
Satılmışlarıyla…
Savcıları ve yalanlarıyla!
Olsun!
Korkma!
Sen daha güçlüsün…
Hak ve adalet…
Doğruluk ve gerçek…
Onlarda değil sende çünkü…
Senden asıl korkması gereken onlar…
Sen onlardan neden korkuyorsun ki?
Devlerle korkutulan çocuklar gibisin…
Bir işgalcinin söylediği yalanlar neden korkutsun ki seni?
Güçlüdür diye haklarınızdan vazgeçip teslim mi olacaksınız?
Alman orduları Paris’e girdiği zaman bunu söyleyen Fransızlar da vardı Fransa’da…
Teslim olmak!
Vietnam’da “koskoca Amerika’ya direnemeyiz” diyenler de vardı…
Hiçbiri haklı çıkmadı…
***
Korkmayın!
Hak ve adalet yolunda yürüyün sonuna kadar…
İnancınız sarsılmasın ey Kıbrıslılar…
Yürüyün!
Hep beraber yürüyün!
Rum, Türk, Maronit, Ermeni demeden yürüyün…
Rum seni karınca gibi ezecek diye ne sen kork kardeşim, ne de Türkiye seni parçalayacak diye sen…
Zafer ancak böyle senin olacak!

(28 Kasım 2019 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author