Güneyin işçileri ve mobeseler

Faize Özdemirciler – Bir balkona çıkıyoruz mobese, diğerine çıkıyoruz mobese. “Afrika”nın dört yanı mobese.
Tam gelmekte olan yaz’a el sallayıp gülümseyecekken, tam göğe bakacakken, yerle gök arasında, yaz’la yazı arasında mobese.
Biz ki, herkesin uyuduğu saatlerde uyanık olmayı çok sevdik, şimdi virüs bahanesiyle dostlarımızla aramıza koymamızı buyurdukları sosyal mesafe bile yok aramızda mobeselerle…
Lefkoşa adım başı mobese…
Güneyin işçileri meclisin önünde.
Lurucinalı Ege de oradaymış meğer. Ben Ege’yi göremiyorum, Ege de beni göremiyor ama ikimizi birden görüyor alçak mobese.
Ben de ne yapayım, yüreğini güneyin dağlarında bırakmış bir babanın kızı olarak oturmuşum mobeselere karşı yazı yazıyorum Ege’ye ve güneyin işçilerine selam olsun diye…
Çünkü güneyin işçilerinin de dört yanı mobese.
Yarın öbür gün canları sıkıldığında ‘vatan haini’ aramak için kayıtlara bakacak olanlar, işte diyecekler, Rumlarla birarada yaşamak ve Rum tarafında çalışmak isteyenler bunlardır. Bunlar güneyi de vatan sayarak vatanın bölünmüş bütünlüğünü tehlikeye atanlardır, bunlar vatanın bölünmüş bütünlüğüne ihanet edenlerdir…
Erguvanlarla güneyin işçileri arasında, güneyin işçileriyle hisarlar arasında bir kazık yükseliyor, o kazığın adı mobese…
İyi bakın bu demir parçalarına, gassalların kameralarıdır bunlar, ölüyıkayıcılar bir ülkeyi dikizlemeye başlarsa, o ülke kolayına iflah olmaz bir daha…
Ben diyeyim mobese, siz anlayın işgal. Ben diyeyim işgal, siz anlayın fetih.
Bu memleket kimindir diye sormayın bana, bilmem…
Ama bu memleket kimlerin değildir, iyi bilirim…
Bu memleket şehirleri mobeselerle donatanların değildir…
Bu memleket gözlerine kestirdikleri her arsaya cami, her meydana büst dikenlerin değildir…
Bu memleket oybirliğiyle itaat edip oybirliğiyle itiraz edemeyenlerin değildir…
Bu memleket Türkiye tarihinin en pespaye iktidarının kendi ülkelerinde gündelik hayatı dikizlemesine seyirci kalmaya rıza gösterenlerin değildir…
22 Ocak Madımak Provası esnasında “saldırganlara müdahale etmeyin” emrine itaat etmeyerek müdahale eden ve kan dökülmesini önleyen tek polis amirini de komployla görevinden uzaklaştıran ‘şanlı’ Polis Teşkilatı, kameraların nereye kurulacağının, kaydedilen görüntülerin nasıl kullanılacağının hesabını mı verecekti, “onaylasanız da onaylamasanız da bu mobeseler kurulacak” diye kestirip atmış ‘yüce’ meclise…
Öyleyse bu memleket mecliste oturanların da değildir…
Güneyin işçilerinin dün durduğu yerde iki sene önce azgın bir güruh vardı. 22 Ocak 2018 tarihinde “Afrika”yı taş yağmuruna tutan, balkonlardan tırmanarak bayrak sallayan ve öldürme iştahıyla içeriye dalanlarla tokuşarak kucaklaşırken utanmayanlar, dün de utanmadan güneyin işçilerini kucaklamak istediler…
22 Ocak faşistlerini kucaklayanlar, güneyin işçilerini kucaklayamazlar ki…
Uzak durun onlardan, görmüyor musunuz sizi de kaydediyor mobeseler…
Kıbrıs’ın bir bütün olduğunu, bir adadan iki ülke yaratılamayacağını kanıtlayacak o uzun yolun başlangıcıdır güneyin işçileri, başkaldıran bir tutam yasemindir onlar…
(5 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author