
Faize Özdemirciler – Ah benim, çöp tenekesine dönüştüğünün farkında olmayan zavallı ülkem…
Anka kuşu olma şansını çoktan kaybettiğin halde, kanatları yolunmuş bir güvercin olduğunu bile bile, nafile bir şekilde kendini yeniden doğurabileceğini sandın yıllarca…
Sen “ana”nın bağırsaklarından, “ana”nın bağırsakları da senden geçerken, bok yoluna gitmekte olduğunu görebilseydin keşke, göremedin ya da görmek istemedin…
Her gün biraz daha “AK”landın ama alttan girdiler üstten çıktılar gözünü boyadılar, seni kör ettiler, mamur ettiler, da sen “AK”landıkça karardığını bile göremedin…
Yıllar önce yardıkları karnının içine kin ve nefret doldurduklarında ve yaranı mahsus açık bıraktıklarında da susmuştun zaten!..
O kapanmayan yaranın içine önce bayrak büst dolduranlar, sonra da cami ve tarikat doldurmaya başladılar, sen yine sustun!
Dağlarını oydular, taşlarını sattılar, bir ah çeksen yıkılacak bir sokum dağ bırakmadılar sana…
Dağlarında bayraklara yer açmak için zeytinlerine kıydılar. Sahillerini peşkeş çektiler, denizsiz kaldın, denizsiz ada mı olur, sustun sustun sustun!
Eğitimin gericileşirken, cehaleti örgütleyen tarikatlar senin çocuklarının beynini yıkarken, çocuklarına vicdanlı olmayı değil kindar olmayı öğretirlerken sadece seyrettin, en kıymetli ve en benzersiz özelliğin olan laikliğine bile layık olamadın, ipin iki ucunu da kaçırdın, koyverdin gitti, sustun!
22 Ocak saldırısında önce şoka girdin, “ben hangi ara bu kadar yılanı koynumda besledim” diye düşündün, ah ettin, of çektin, hakkını yemeyelim çok fena küfrettin, ama sonra gene sustun!
Sürekliliği olmayan isyanların, bir an öfkelenip anında yatışan mülâyim öznelerin, 46 yıldır “tatil” yapan yerleşik “Ayşe”lerin, bir türlü “Gezi”ye çıkamayan yerlilerin ve yersizlerin vardı senin, sana ne yapsalar ne etseler iki gün söylenip üçüncü gün susuyordun…
Bir seçimlik canın ya vardı, ya yoktu, onu da almaya yeltendiler sonra, şimdilik yarısını aldılar, sana yarım cancık bıraktılar…
Ah benim, yıllardır rehavet içinde uyuyan tarihsiz ve talihsiz ülkem, Türkiye doyumsuz ve açgözlü yobazların malı, sen de aynı yobazların arsasısın artık…
46 yıldır kanayan Maraş’a geldiklerinde, yanlarında 22 Ocak lincinin ‘kahraman’ saldırganları da vardı, gördükleri itibar bir kere daha dudaklarını uçuklattı, ama birkaç gün arkalarından sövdükten sonra, yine sustun!..
İşgalci ile işbirlikçileri biliyorlardı zaten senin böyle davranacağını. Her seferinde nabzını tutuyorlar, sinirlerinle, sınırlarınla oynuyorlar, çocuklarına küfrediyorlar, çocuklarını tehdit ediyorlar hedef gösteriyorlar, seni sevmekten başka hiçbir kusurları olmayan insanlarını sosyal medyada yazdıkları iki cümle yüzünden kelepçeleyip hapse tıkıyorlar, biraz tepki görünce salıveriyorlar ve sen onların yeni saldırılara hazırlanmak üzere geri çekildiklerini bile anlamıyorsun…
Hâlâ susuyorsun, ah benim zavallı ülkem!
(20 Kasım 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)