Bindiği dalı kesmeyen kalmadı, ağaç kökünden çürüdü

Faize Özdemirciler – Şu muhalefetle alıp veremediğin ne?

Niye öyle hışımla yürüyorsun üstüne?

Kore’ye asker gönderdin de “Hayır” mı dedi?

“Kan aktı hesabı sorulmalıdır” mı dedi?

“Olmaz olsun” mu dedi “Amerikan yardımı”?

Feryat mı etti “İstiklâl elden gitti” diye?

Zavallı sımsıkı sarılmış demokrasiye

Bazen coşarak “Hayat pahalı” diyor

Bu aksoylu muhalefeti ezilir görmek

Türkün batılı dostlarını pek üzüyor pek.

Şaşkınlığın bu kadarına doğrusu ya pes,

Bindiğin dalı kesiyorsun Adnan Menderes?

Senin bindiğin dallar ve bindiğimiz dallar

Unutma bu dallardan başka asıl ağaç var

Öfkeyle homurdanan yarı çıplak, yarı aç

Bizi silkip atmaya fırsat kollayan ağaç…

*

Bu satırlar, New York Times gazetesinde 29 Aralık 1954 tarihinde yayınlanan “Türkiye geriliyor” başlıklı bir yazıya cevaben Nâzım Hikmet tarafından “Adnan Menderes’e Öğütler” başlığıyla kaleme alındı ve Budapeşte radyosunun Türkçe yayınlar bölümünde okundu.

Haberde, Menderes’in basın özgürlüğünü yok ettiğinden, kendisini eleştirenleri hapse attığından ve işçilere grev hakkı tanımadığından söz ediliyordu…

Bu satırların üstünden yıllar geçti, sene 2020…

Erdoğan iktidarı Menderes iktidarından, CHP ise o günün CHP’sinden beterdir şimdi…

Tayyip Erdoğan kanlı geçmişle hesaplaşma vaadi ile demokratların gönlünü fethettiği yıllarda bir konuşmasında “Vergi vermediler diye Dersim’i kim bombaladı, cumhurbaşkanının emriyle. Kimdi cumhurbaşkanı, İsmet İnönü, CHP’nin başı. Yani CHP bombaladı” demişti.

1937’de Malatya Emniyet Müdürü olan İhsan Sabri Çağlayangil şöyle anlatıyordu Dersim’deki katliamı:

“Elazığa gittim. Harekât başlayalı 1-2 ay olmuştu. Abdullah Paşa dedi ki ‘Ekinlerini yaktım uçakla. Mağaralara iltica ettiler. Bu dağları tuttular. Bir kadın var bunların içinde, o kadar nişancı ki, kapı aralığından jandarmayı vurmuş. Haber gönderdim. Bunları bize teslim edin harekatı durduracağım dedim. Yarın cevap getirecek Kürtler dedi. Ertesi gün gittik. 15-20 kişi geldi. Kürt. Bende fotoğrafları var. Uzun boylu, koyu kumral, heybetli adamlardı. Abdullah Paşa onlarla konuştu. Kabul etmediler, mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz kullandı. Mağaraların içerisinde bunları fare gibi zehirlediler. Ve yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler.”

Çağlayangil ile 1986 yılında röportaj yapan ve katliamla ilgili resmi ağızdan bir ilk olan bu açıklamayı aktaran kimdi?

Şimdiki CHP’nin lideri Dersimli Kemal Kılıçdaroğlu…

Birkaç gün önce Semih Yalçın adlı faşist MHP’linin “Kürtler haşeredir itlaf edilmelidir” çağrısı karşısında susan, 1978’in 19-26 Aralık tarihleri arasında 7 gün süren Maraş katliamının 42’inci yılı yaklaşırken, katliamı tezgahlayanların başında olan Türkeş’in evini ziyarete giden Kılıçdaroğlu…

Menderes’ten sonra, bindiği dalı kesmeyen kalmadı Türkiye’de…

O kadar ki, ağaç kökünden çürüdü neredeyse…

Kıbrıs’ta ise bırakın binecek dalı, tutunacak dal bile yok…

(22 Aralık 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author