Hellim Kıbrıs’ın ise, Kıbrıs kimindir?

Faize Özdemirciler – “İşte yeni Kıbrıs budur, yeni Kıbrıslılar da bunlardır, ya kabul edersiniz, ya gidersiniz” mi diyecekler?

Kıbrıs’ın ve Kıbrıslıların ‘yeni’ haline alışan alışacak, alışamayanlarsa Kıbrıs’ta yaşayıp Kıbrıs’ın hasretini çekmeye devam mı edecek?

“İşte geçmişiniz budur, yarınınız da bu olacak, ya kabul edersiniz, ya gidersiniz” mi diyecekler?

Hile ile ‘yepizyeni’ bir bellek oluşturup Osmanlı’nın Kıbrıs’ı fethinde dökülen kandan, efsaneleri sonradan uydurulan evliya türbelerinden, şehit mezarlarından ve camilerden başka ne hatırlanacak bir geçmiş bırakmayacaklar mı?

Tarihin çöplüğünde bile yer bulamayacak mı kendine, senelerce dilimizden düşürmediğimiz o “iki toplumlu iki bölgeli cennet” ile bu “tek bölgeli cinnet”?

Çöken masal(l)arın enkazını kimse kaldırmayacak mı, kimse merak etmeyecek mi çöküşün sırlarını?

1974 savaşını ‘barış’ zannederek büyüyen çocuklar, 2021’de yaşamakta olduğumuz bozgunun adını ne koyacaklar?

Kimse, “Böyle giderse Rumlar yakında Türkiye ile komşu olacak” diyenlere ne kastettiklerini sormayacak mi?

Kimse, “Böyle giderse Rumlar karşılarında Kıbrıs sorununu müzakere edecek Kıbrıslıtürk bulamayacaklar” diyenlerden dillerinin altındaki baklayı çıkarmalarını ve Kıbrıslıtürklerin gerçekte kim/kimler tarafından yok edileceğini söylemelerini, kurdukları cümledeki gizli özneyi açıklamalarını istemeyecek mi?

Kimse, diktatör Erdoğan’ın TC’de şeriat hukukunu yürürlüğe soktuktan sonra, KKTC’de neler olabileceğini sormayacak sorgulamayacak tartışmayacak mı?

“Ekmeği bütün köpeği tok isteme” siyaseti yüzünden, ekmek hepten elden giderse, köpek sonsuza dek aç mı kalacak?

Kıbrıslıtürklere de Türkiye’nin bindiği cehennem treninde bir vagoncuk ayrılacak mı, yolculuk mübarek güne mi denk getirilecek, herkes o vagona binerken birbirine hayırlı cumalar mı dileyecek?

“Bir zamanlar Kıbrıs” diye bir dizi çekildi diktatörün emriyle, eeee, şimdi büyük çoğunluk bir zamanlar Kıbrıs’ın gerçekten de bu banal dizide gösterildiği gibi olduğunu mu sanacak?

Kimse, bu dizinin RTE iktidarı tarafından planlanan siyasi bir operasyon olduğunu düşünmeyecek ve neyin hedeflendiğini kurcalamayacak mı?

Kimse, bu dizide Samson’u bir Türk kızına âşık olmuş gibi göstermek hangi kıt akıllının fikriydi diye sormayacak mı?

Kimse, Kıbrıslıtürkleri aşağılayan yok sayan Türkiye yetkililerinin karşısına geçip “Kıbrıslıtürkler olmasaydı siz Kıbrıs’a uzaktan bakacaktınız” diyemeyecek mi?

Kimse, eşitlikten söz edip duranlara Kıbrıs Cumhuriyeti’nde elde edilen ama neredeyse sadece bir pasaporta indirgenen eşit statüyü konuşmayacak mı?

Avrupa Birliği’nin hellimi Kıbrıs’ın ortak ürünü olarak tescil etmesine dudak bükenleri hiç saymıyorum ama

bunu olumlu karşılayanlar AB’ye “Hellimi kuzey güney diye ayırmadan Kıbrıslıların ortak ürünü olarak tescil ettin, neden Kıbrıs’ı da Kıbrıslıların ortak vatanı olarak tescil etmiyorsun” diye sormayacak mı?

Bu tatsız Pazar akşamında, ancak da böyle tatsız sorular geliyor insanın aklına…

İşte bir soru daha:

-Hellim Kıbrıs’ın ise, Kıbrıs kimindir?

(12 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author