Faize Özdemirciler – Ah benim zavallı ülkem! Karnını yardılar, içine önce bayrak ve büst, sonra da cami ve tarikat doldurdular, sustun!
Demografin bozguna uğrarken sustun, ‘yerleşik’ nüfus yerli nüfusunu beşe ona katlarken sustun!
Eğitimin gericileşirken sustun, bir imam hatip lisesi açıldı kurdele kesenlerin ne de çoktu, sustun!
İkincisinin açılacağının haberini verdiler sustun, laikliğine layık olmaya çalışacağına, laikliğinin genlerine tecavüz edilirken ses çıkarmadın, sustun!
Hafızlık kurslarıymış, duyan da senin çok ciddi bir hafız eksikliği yaşadığını ve hafız olmaya can atan çocukların olduğunu sanacak, senin hafız sorunun yok, senin sorunun hafızasızlık, sen kendini kaybettin güzel ülkem, üstelik kaybettiğin kendini arayıp bulmaya çalışacağına sustun!
Türkiye’deki dinci diktatörlüğü arkasına alan, çocukların hayatını karartmaya hazır onlarca dernek tarikat belirdi ansızın kuytularında, bunlar hangi ara açıldı, dedin, şaşırdın ve sustun!
Bu gündemler sunidir diyerek geçiştirdin, gündemler Sünni’ydi, sustun!
Demokrasi ve özgürlük düşmanları sana laikliğin ne olduğunu öğretecekler yakında, otur da bekle!
Yolunu şaşırmış ürkek bir kuş gibi çırpınıyorsun ama geçti o günler, herkes gitmiyor artık Mersin’e, çünkü Mersin’in kendisi fena halde tersine…
Seni “ana”ndan daha hoşgörülü, daha demokrat ve daha laik gösteriyorlardı ve sen gizli gizli şımarıyordun ya, artık yok öyle bir film, şımarma!
“Ben tarihin hiçbir döneminde fanatik dinci olmadım” mı dedin, bundan sonra olacaksın, susmaya devam ettiğin takdirde, geçmişte olamadığın ne kadar kötü şey varsa hepsini olacaksın…
Din İşleri Komisyonu’na verilen hafızlık kursu açma yetkisi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince, Türkiye’nin gassalları ayağa kalktı…
Laiklik din özgürlüğünü engelleyemez diye buyurdu karanlık ampulün özgürlük ve adalet düşmanı sefil efendileri ve sen bende engellenmeyen tek özgürlük inanç özgürlüğüdür diyemedin, baskı altında olan bir tek inançlı insan yok bende diyemedin! 22 Ocak’ta “Afrika”ya ya allah bismillahlarla allahuekberlerle saldıranları gözlerinle gördüğün halde, hoşgörüsüz olan ateistler değil, sana işgalci diyenler de değil, senin dindar ve kindar taraftarlarındır, diyemedin sustun!
Diktatör ayağa kalktı ve “KKTC Anayasa Mahkemesi Başkanı bu yanlıştan dönmelidir, aksi takdirde atacağımız adımlar farklı olacak” dedi.
Ne yapacaksın, senin istediğin kararı vermezse Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı “terör örgütüne üye olmamakla birlikte, terör örgütüne yardım etmekle” mi suçlayacaksın, bunu da diyemedin, sustun!
Senin bir ülke bile olmadığını bir başka ülkenin vilayeti olduğunu ima ederek, “Siz bir Fransa değilsiniz” diye buyurdu diktatör. Eeee… Susacak mısın yine, evet ben bir Fransa değilim ama bir Türkiye de değilim, demeyecek misin?
İnsaf da dinin yarısı derler buna…
(17 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)