
Oz Karahan – 1974’te geldi…
Vurdu…
Öldürdü…
Kovdu…
Adanın yarısını zaptetti…
Nüfus taşıdı…
Taşıdıklarını vatandaş yaptı…
Zaptettiği Rum topraklarını onlara dağıttı…
Dağıttığı topraklara sonra sahte koçan verdi…
Taşıdığı nüfus yerli nüfusu birkaç kat katladı…
Kukla bir devlet kurdu…
Kukla bir meclis…
Kukla bir hükümet…
Kukla bir cumhurbaşkanı…
Ve şimdi de, 47 yıldır işgali altında tuttuğu bölge için Birleşmiş Milletler’den tanınma talep ediyor!
Rum tarafıyla, yani Kıbrıs Cumhuriyeti’yle eşit uluslararası statü ve eşit egemenlik!..
Guterres’e 6 maddelik bir paket sunmuşlar…
-Güvenlik Konseyi’ne git, diyorlar ona… Yeni bir karar çıkar… Bizim eşit uluslararası statümüz ve eşit egemenliğimizi garanti altına alsınlar.
Kim alsın?
Güvenlik Konseyi’ndeki beş daimi üye ülke… Amerika, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa…
Kıbrıs için yeni bir müzakere süreci ancak bundan sonra başlayabilirmiş…
Ve bu müzakerelerde bir anlaşmaya varılırsa, adadaki, eşit egemen devlet birbirlerini eşzamanlı tanıyacakmış…
Anlaşma da eşzamanlı bir şekilde iki toplumda referanduma sunulacakmış!
***
Nasıl bir pişkinlik bu?
Kıbrıs Cumhuriyeti’nden işgalcisini tanımasını bekliyorlar…
Ve bunun için Birleşmiş Milletlere öneri bile sunabiliyorlar…
Tayyip Erdoğan akılları mı bunlar?
Tatar aklı olmadığı kesin…
Ama bu pişkinliğin arkasında başka niyetler olmalı…
Yoksa reddedileceğini bile bile böyle bir öneri sunarlar mı?
Ne yapmaya çalışıyor Erdoğan?
Zemin mi hazırlıyor ilhaka?
Cenevre’den sonra buradaki statükonun değişmeyeceği kesin…
Ancak işgal bölgesinde olan olacak…
Türkiye son zamanlarda oldukça ileriye taşıdığı müdahalelerini artıracak…
Hatta yapacakları yeni dizaynda, yani vilayetleştirmede Kıbrıslıtürkler Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığını da kaybedebilir…
Herşeye hazır olun…
Cenevre toplantısı Kıbrıslırumlarla ilişkileri büsbütün koparmak için yapıldı…
Bu toplantıdan sonra Avrupa Birliği de yeni kararlar alacak herhalde…
İşgal bölgesine maddi yardımlarını durdurabilir…
Zaten Erhan Arıklı bakan olduktan sonra durdurmuş da…
Altyapı projeleri için artık para vermiyormuş…
Ya Yeşil Hat Tüzüğü?
O ne olacak?
Sürecek mi eskisi, gibi?
***
Tatar’ın Türkiye ile birlikte masaya iki devleti koymasından sonra, Kıbrıslıtürkler daha da izole olacak dünyadan…
Zaten bunca yıldır ayaklarımız yere basmıyor…
Havada sallanıyoruz…
Daha çok sallanacağız!
Tayyip Erdoğan Türkiye’yi bitirdikten sonra bizi de bitiriyor…
Son darbe de Cenevre masası işte…
Güvenlik Konseyi’ne KKTC’yi tanımayı kabul ettireceklermiş!
Ne hayal bu hayal!
Yoksa dünya tersine mi döndü de biz farkında değiliz?
***
Cenevre masası ile, “Biz evet dedik, onlar hayır dedi” ezberi de bozuldu…
Çözümcü taraf Rum tarafı oldu…
Türkiye çözümsüzlük kümesine düştü…
Ama gördüğünüz gibi bile bile yaptı bunu…
Bu da başka niyetleri olduğunu gösteriyor…
O niyetleri neyse, onları hayata geçirmek için Cenevre’deki masayı devirdi…
Suçlanmayı bile göze aldı…
İstese iki devletten hiç bahsetmez, gider oturur masaya ve her zaman söylediğini söylerdi…
BM’ye, “Ben adayı işgal ettim, sen de bu işgali yasallaştır” demek akıl işi mi?
***
Rum tarafı rahatlayacak bu toplantıdan sonra…
Annan Planı referandumundaki “hayır” yükünden kurtulacak…
Neyi merak ediyorum bir de?
Güneyde Türkiye’yi bugüne kadar çözümsüzlükçü diye suçlamamak için ellerinden gelen herşeyi yapanlar…
Masayı Türkiye devirdi diyebilecekler mi acaba?
Erdoğan söyleyecek başka bir şey bırakmadı ki onlara?
(29 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)