Bir bakmışsınız boktan yazılar yazıyorsunuz

Faize Özdemirciler – Hep balığın başından koktuğundan, kokmaması için tuzlanması gerektiğinden, sonra da yapılacak hiçbir şeyin kalmadığını vurgulamak için tuzun da koktuğundan söz edilir…

Bu konuda balığa büyük haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.

Çünkü insan balıktan çok önce ve her koşulda balıktan daha fazla kokmuştur.

Çünkü insan sadece başından değil, aklı fikri dahil, müstehcen yerleri hariç değil, her tarafından kokmuştur…

Cüzdanından, vicdanından kokmuştur…

Devletinden koktuğu gibi, devletsizliğinden de kokmuştur….

Yüksek makamlarda oturup da, aşağıdakileri bayrağın ve devletin kutsal olduğu safsatasına inandıran kıt akıllıların kendileri de oturdukları koltuklar da, damarlarında akan ve asil olduğuna inandıkları kanla birlikte gayet asil bir şekilde kokmuştur…

Kokuşma hem yukarıdan aşağıya, hem aşağıdan yukarıyadır, hem enine hem boyuna, hem verevlemesinedir…

Evet evet, Akdeniz’in doğusunda uzanan bu adacığın kuzeyini kan dökerek aldıklarını söyleyip duranlar vardır, şehit mezarlarının başında kükreyenler vardır ama bu kuru gürültünün ölenlere ve yaşayanlara bir katkısı yoktur, sonuçta manzara ortadadır, kan dökerek aldıkları bu toprakları çirkef yatağına döndürmüşlerdir…

Bütün bu yağmayı talanı, büyük ahlaksızlığı, devletle elele yapılan hırsızlıkları arsızlıkları, uyuşturucuyu insan kaçakçılığını ve devlet eliyle işlenen cinayetleri örtecek seviyede hamaset, örtecek büyüklükte bayrak her daim mevcuttur…

Bunun sebebi yukarıda oturanların kirinin aşağıdakilere de sirayet etmesi ve kirlenmenin olağan, temiz kalmaya çalışmanın budalaca sayılmasıdır…

Bu ülke önce tarihinden, sonra coğrafyasından kokmuştur…

Bu ülkenin toprakları para babalarına peşkeş çekilmiş, bazı yerlerde minareler beşer beşer yükselmeye başlamış, kimse şaşırmamıştır…

Kumarhaneli oteller mantar gibi kıyılarımızda bitmiş ve çoğunluk bu görgüsüzce yaşanan şatafata bakarak gurur duymuş, bu ışıltılı hayatların arkasındaki karanlık işleri dert etmemiştir…

“Kıbrıs bir ada mıdır?” diye soranlara artık bir ada olmadığını söyleyebilirsiniz…

Cennetten parça mıdır?” diye soranlara “cehennemdir” diyebilirsiniz…

Şimdi düşünüyorum da, yıllar önce yine birilerini rahatsız eden bir manşetten sonra, gazetemizin kapısına bir ölü köpek bırakılmıştı, belki de o ölü köpek bu memleketin ölüsüydü…

En büyük yolsuzluklar hırsızlıklar ahlaksızlıkların arkasındaki güç devlet, üzerindeki örtü ise bayrak ve camidir…

Bir ülkenin her tarafından pis kokular geliyorsa ve neresinden tutsanız elinizde kalıyorsa, neresinden tutsanız özellikle Türkiye’nin karanlık güçleriyle, Türkiye’de devletinin çekirdeğine çöreklenmiş ve şimdi birbirleriyle kavgaya tutuşmuş çetelerle muhabbet bağına girmek suretiyle malı götürmüş, malı götürdükçe itibarları artmış adamlara tosluyorsanız, bu kokuşmuşluk içinde yazı yazmanın da bir anlamı yoktur, ne yazsanız eksik kalacaktır, çünkü bu çirkefi anlatacak sözcükler henüz icat edilmemiştir…

Durum böyle olunca, bir bakmışsınız boktan yazılar yazıyorsunuz, bok kuyusunu bok sözcüğünü kullanmadan nasıl anlatacaksınız ki…

(31 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author