Kıbrıslı Barbaros Şansal

Şener Levent – Barbaros Şansal’a,

-Tam bir Kıbrıslı gibisin, dedim…

İtiraz etti…

-Hayır, dedi, Kıbrıslı gibi değil, Kıbrıslıyım…

Türkiye’de nesi varsa satmış…

Bütün bağlarını koparmış Türkiye ile…

-Anlaşamadık, boşandık, diyor…

Aramıza gelmiş…

Girne dağlarının kucağına atmış kendini…

Kocaman iki tırla bütün kumaşını da taşımış adaya…

Aslında Avrupa’da pek çok ülke ona kucak açmaya ve vatandaşlık vermeye hazır…

Kıbrıs Cumhuriyeti de dahil…

Ama o burayı seçti…

Dört yıl önce İstanbul Havaalanında uğradığı linç hem Türkiye, hem de Kıbrıs’taki bizim yönetim için tam bir yüz karasıydı…

Sosyal medyada yaptığı bir paylaşımdan sonra bizim polis tarafından tutuklanıp Türkiye’ye iade edilmişti…

Ne demişti o paylaşımında:

-Bokunda boğul Türkiye!

Refakatçi polislerle İstanbul Havaalanına geldiği sırada, henüz uçağın merdiveninden inerken saldırıya uğradı…

Tam bir devlet terörüydü bu…

Polis linççileri sadece seyretti…

Kanlar içinde kaldı…

Daha sonra mahkum oldu…

58 gün hapis yattı…

Hapiste bir kitap yazdı:

“Makam Odası Linç”…

Linç olayını ve hapisane günlerini anlattı…

***

Tutuklanmasına sebep olan sosyal medya paylaşımını 2017’de yılbaşı gecesi yapmıştı…

Şöyle demişti:

“2017 de hepinize girdi… Mutlu yıllar, tadını çıkarın, yan yatın, kendinizi serbest bırakın… Bu kadar gazeteci tutukluyken, bu kadar çocuk taciz tecavüz görürken, bu kadar yolsuzluk, rüşvet almış başını giderken, bağnazlar sokaklarda pislik dağıtırken, siz de hala yeni yıl mı kutluyorsunuz? Bu kadar pisliğin, sefaletin, rezaletin içinde… Bokunda boğul Türkiye”…

Dört yıl geçti o günün üstünden…

Bokunda boğulmadı mı Türkiye?

Bizi kalın bağırsak yapması bile kurtaramadı onu…

Boğuldukça Ay’a gitme müjdeleri verdi…

Doğalgaz müjdelerine sarıldı sonra…

Ama bu zırvaları bu kez yutanlar eskisi kadar çok olmadı…

***

Barbaros Şansal hem ünlü bir modacı, hem yürekli bir aktivist…

“Kıbrıslı gibi değil, Kıbrıslıyım” derken çok haklı…

Burada bizim hiçbir siyasi muhalifimizin söylemeye cesaret edemediğini söylüyor rahatlıkla…

Yabancı bir ajansa verdiği demeçte şunları söyledi:

“1974 işgaline tanık oldum… Türkiye Kıbrıs’ın zenginliğini çalıyordu. Kıbrıs’ın toprağını çalıyordu. Kıbrıs’ın kültürünü çalıyordu. Türkiye herşeyi çalıyordu. Bir Türkiye yurttaşı olarak bile buna göz yumamam. Kıbrıslı dostlarımın birleşmesini istiyorum. Tek bayrak, tek toprak altında birleşmesini… Hellimli, zivaniya ile ya da her neyimiz varsa… O yüzden elinizi ordan çekin ve Kıbrıslıları rahat bırakın”…

***

Şimdi Kıbrıs’a yerleşti ya, burada sürdürecek çalışmalarını…

Gençleri eğitmek istiyor…

Kurslar açacak…

Güvende mi hissediyor kendini burada?

Türkiye ile ne kadar boşansa da, sonuçta burası da Türkiye…

Türkiye’deki iktidarın dediği olur burada…

Herşeye hakim olan askeri komutanlık ve ona bağlı olan polis Ankara’dan gelen talimatları uygular…

Barbaros Şansal gibi Türkiye’deki bugünkü faşist rejimden ve Tayyip Erdoğan zulmünden kaçan binlerce aydın var…

Türkiye yobazlar ülkesi şu an…

Aydınlar cehennemi…

Türkiye’de ne gazetecilik yapılır şimdi, ne yazarlık…

Ne de başka bir şey…

Modacılık bile yapılmaz…

Bu rejim devrilmedikçe insanca bir yaşam olmaz…

***

Barbaros Şansal her zamanki gibi dinamik ve enerjik…

Ve de iyimser…

Kıbrıslıların direniş ruhunun kırılamayacağına inanıyor…

Deniz kenarında yaptığımız sohbet canlı olarak ekranlarda yayınlansa reyting rekorları kırardı…

-Senin için tabu diye bir şey yok, dedim…

-Tabu ne ki… Tabu demek tabut demek, dedi…

Yüzde yüz bunda da haklıydı…

Ve şimdi yaşamak için tabuların hala kırılamadığı Kıbrıs’ı seçti…

Bir gün tabutlarda yeniden dirilip ayağa kalkar mıyız acaba?

Usta terzi Barbaros da yırtık haritamızı diker mi?

(10 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author