Şener Levent – Bir kahramanlık mı öleceğini bile bile yaşamak ey şair?
Sor o halde Mualla ablaya…
Neden her telefon konuşmamızda “Gitmeye hazırım” derdi bana…
Neden “Gider gelirim, Ahmet abin beni bekler” derdi hep?
Gittti işte gitti o da…
Daha çok bekletmedi Ahmet abiyi..
Lakin vaktin geçmiş olacağını hepimizden iyi bilirdi..
Bir kasabaya girer gibi girerim hep mezarlık kapısından…
Belki yirmibeş bin, belki otuz bin nüfuslu…
Çocuklar birer melektirler…
Kanatlanırlar üşüşürler başıma…
Ellerime kollarıma saçlarıma değerler…
Kapıyı girer girmez Ayhan ile Gürkan karşılar beni…
Ve sonradan onlara katılan Gürkan’ın sevgili eşi İsmet Hanım…
Bir ölümüz var…
Musalla taşında…
Çiçeklerle örtülmüş üstü, ama hiç farketmemiş getirenleri…
Çevresinde toplanan kalabalıktan habersiz…
Eşinden, çocuklarından, kardeşlerinden ve kendisi için dökülen gözyaşlarından bile habersiz…
Sessiz ve hareketsiz…
***
Ne kadar çok dostum, ne kadar çok tanıdığım ve sevdiğim insan var bu mekanda…
Tatlı dillerini, gülen gözlerini arıyorum…
Ey Halil Kaymaklılı…
Nerelerdesin?
Özer Hatay, Bener Hakeri ve Bilbay ve Omaç ve esmer İsfendiyar…
Ve İzzet Rıza Yalın…
Ve Kemal Aşık…
Nerelerdesiniz?
Ya sen Fikret Demirağ?
Laleli Cami Sokağı’ndaki o küçük evin bahçesinde yeni şiirlerini okumayacak mısın bana?
Sevgili Özker Yaşın, posta neden gecikti bu kadar İstanbul’dan?
Son mektubum cevapsız mı kalacak?
***
Bir ölümüz var…
Yenicami Sokağı’nda doğdu…
Aykasyano’da, Çağlayan’da, Laleli Cami’de ve Kızılbaş’ta oturdu…
Adam gibi yaşadı…
Ondan bize kocaman gazete ciltleri kaldı…
Kimseyi kırmasın diye hatıralarını yazmadı Kemal Akıncı..
Kimseyi üzmesin diye ölmek istemezdi…
Ama öldü…
Son sözü olmadı…
***
Bak sevgili Ergin Birinci…
Kimi getirdik sana…
İstersen dönelim Mecidiye Sokağı’na…
Bakarsın Süleyman Uluçamgil’e, Kaya Çanca’ya ve Adnan Bozkırlı’ya da rastlarız oralarda…
Ve sevgili Cahit Tabelacı’ya…
Cahit Usta’ya…
Biliyor mu geldiğimi acaba?
Arif Hoca’yı ve Ziya’yı da görmeliyim mutlaka…
Söyleyeceklerim var Hoca…
Çirkefi kurutamadık daha…
Bu çiçekler botanik bir bahçeden…
Başka gülistanlık bekleme benden…
Sen de kelebekleri bekleme Ziya…
Avcılar onları da vurdular…
Sen gittin gideli salıncaklar hala sahipsiz sallanıyorlar parkta…
***
Bir ölümüz var…
Yakılmak isterim ben de oysa…
Denize savurun küllerimi…
O dağların gölgesi yetmez bana…
Geç kaldık çünkü Özker Hoca, çok geç…
Dönülmez akşamın ufkunda olduğumuzu geç farkettik…
Sevgili dostlarım Toğal Menteş ve Hasan Kahraman…
Ve Kemal Tahir Doluner…
Ve Kemal Sayın…
Ve Ergün Aydoğan…
Ve sen İsfendiyar Ciyaslıoğlu..
Ya sen Ahmet Karaman?
Girne’den dolmuş kalkmadı mı bu akşam?
***
Bilmezsiniz siz…
O dağlardan ne zaman geçsem…
O kekik ve adaçayı kokuları arasından…
Bir daha sizinle hiç geçemeyeceğim gelir aklıma…
Ateş yakamayacağız bir daha dağbaşında…
Deniz kenarındaki dalgın hallerimiz olmayacak…
Sınıflardan eksildik önce…
Muhabbet sofralarından sonra…
Ne dersin Cemal Bektaş…
Başpınar’da serinleyemez miyiz bir daha?
Fikret’i ve Kaya’yı da yanımıza alıp yürüyemez miyiz dağlara?
Bir selam uçururuz Attila İlhan ile Cemal Süreya’ya da…
Bir gece vakti geçerim sonra Lefkoşa’ya dağlardan akan o yoldan..
Çok yakınınızdan..
Filiz Naldöven’in de yanından…
Bir zaman sizin de geçtiğinizi anımsayarak…
Nasıl bir hüzün, nasıl bir keder ve nasıl bir dalgınlık bu bilemezsiniz…
***
O dar sokakların kabadayıları sanki biz miydik sevgili Aydın Kalfaoğlu?
Biz mi yazdık gece karanlığında duvarlara o yazıları?
Dokun o gitarın tellerine artık…
Eski Lefkoşa hasretiyle yansın Lefkoşa..
Hasan Nidai Mesutoğlu rengi solmuş yırtık cüppesini çıkarıp askıya assın…
Ben ölürsem bir rembetiko çalsın…
Ölürken de hep devrim diye diye yanıp tutuşsun bu deli yürek..
Söyle…
Bir daha söyle…
Olsa olsa biz mahalle kabadayısıyık…
***
Bir ölümüz var…
Ve kazılan bir mezar…
Yan yatırıyorlar seni yan…
Ama o ne?
Atatürk ve silah arkadaşlarının imamın duasında işi ne?
Ya Rauf Denktaş ve Dr. Küçük’ün ruhu?
İstemem dedim…
Ne cami, ne dua, ne imam…
Kalkın gidelim ey dostlar kalkın…
Suretiniz mezar taşlarında değil, kalbimizde kalsın!
(13 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
