
Faize Özdemirciler – 13 Mayıs 1998 tarihinde Ankara’daki dernek binasında silahlı saldırıya uğrayan İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal’a altı kurşun isabet etmişti.
Saldırıdan sağ kurtulan Birdal, 1996’da Dünya Barış Günü’nde yaptığı konuşmadan dolayı 2 yıl hapis cezasına çarptırılmış, 1999-2000 yıllarında hapse girmişti.
İzmir’deki HDP binasına yapılan saldırıdan sonra şu yorumu yaptı Akın Birdal:
“Bize saldıranlar mahkûm edilseydi cinayetler Hrant’a, Tahir’e uzanmayacaktı ve saldırılar da olmayacaktı.”
Türkiye, cinayetleri aydınlatmadan, saldırıları cezasız bırakarak, hatta ödüllendirilip başka cinayet ve saldırılara zemin hazırlayarak geldi bugünkü karanlık günlere…
Kurt işaretini yapıp bayrağını salladı mı kahraman olan katillerle doludur Türkiye tarihi…
Milliyetçilikle dincilikle devletin bekası masallarıyla galeyana gelen kitlenin içinden psikopat fedailer bulmak hiçbir dönemde zor olmadı devleti yönetenler için…
Derin devlet de demiyorum, çünkü Türkiye’de devletin kendisi zaten derin…
Hrant’ın katili karakolda polislerle birlikte Türk bayrakları önünde fotoğraf çektirip sosyal medyada yayınlamıştı…
Son saldırıda Deniz Poyraz’ın katili de kanlı elleriyle aşağıya indi ve polisler ona “abi” diye hitap etti, ne kelepçe, ne tartaklama..
Bu saldırının bu cinayetin azmettiricileri de sorumluları da, devletin tepesinden aşağıya Kürt düşmanlığı pompalayanlar, HDP’yi kapatmaya hazırlananlardır…
Onlar hem derindirler, hem devlettirler…
22 Ocak 2018 lincindeki saldırganların profili ile Deniz Poyraz’ın katilinin profilleri aynıdır.
22 Ocak saldırganları cezasızlıkla ödüllendirildiler, onlarla fotoğraf çektirmeyen KKTC vekili kalmadı, Türkiye’den gelip de onları ziyaret etmeyen devlet büyüğü de kalmadı…
Siyaset giderek alçaldı 22 Ocak saldırısından sonra…
22 Ocak saldırısının failleri dışarıda geziniyor, azmettiriciler ise Türkiye’nin tepesinde…
Akın Birdal’a yapılan saldırıdan sonra tutuklananlar 9 ile 19 yıl arasında hüküm giydiler ve iki buçuk yıl sonra da şartlı salıverildiler…
“Onların adı birçok yerde yine geçiyor. Hepsi dışarıda. Türkiye’de bütün suç örgütlerinin ve suçluların birbirleriyle ilişkileri var. O yumağın ucunu tutup çekecek kararlı bir irade, cesaret ve örgütlü bir güce gereksinim var” diyor Akın Birdal…
Bugün cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı’ya gelen tehditlerden söz edenler, hazırlanan rapor için “bu rapor seçim müdahalesinin belgesidir” diyorlar. Evet öyledir. Sadece belge yetmez ama… Görüntü de lazım…
Bir zahmet 22 Ocak saldırısının fotoğraflarına baksınlar…
Üstüne bir de Ahmet Erhan’ın 80’li yıllarda yazdığı “Alacakaranlıktaki Ülke” şiirini okurlarsa, belki yumağın ucunu tutarlar cesaretle:
“Karanlık, alabildiğine karanlık./Ölen kim? Öldüren nereye kaçtı?/ Ana caddeyi askerler sardı./ Bir kadın, yerde yatan ölüye bakarak/ Örtüyor yüzünü elleriyle./ Karanlık, alabildiğine karanlık/ Kentimin üstünde, ülkemin üstünde./ Mermerlerin üstüne kazınacak sözler söylemediler bu dünyada./ Adlarını da aklında tutmaya çalışma./ Kahpece öldürüldüler, dersin/ Çok severlerdi bu ülkeyi/ Böyle söylersin.Bir gün sonra olursa.”
(20 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)