
Faize Özemirciler – Tanıyın bunları, bunlar coğrafyamızın ağzına yananlar, sadece tarihimize değil, olmayan talihimize de el koyanlardır…
Uzun bir uykunun tam ortasındayız, hem ara’dayız, hem iki arada bir deredeyiz, bunlar bizi kendi yurdumuzda yabancı kılanlardır…
Ya titreyerek uyanacağız yılların uykusundan ve anlayacağız yeni bir ülke bulamayacağımızı, başka bir Kıbrıs olmadığını; ya da yurdumuzu, bizi susturmak, bizi diktatörün kılı diktatörün kulu yapmak isteyenlere kendi ellerimizle teslim edeceğiz…
Ya uyanacağız bu derin uykudan, ya da demografik bozgundan sonra karşımıza diktikleri hassssssssasiyet duvarına toslayıp paramparça olacağız ve Lefkoşa’dan Digomo’ya, Digomo’dan Karpaz’a savrulan parçalarımızı toplayamayacağız…
Ya Kıbrıslı yurtseverleri kara listelere alıp sınırdışı eden, Kıbrıs’ta barışı savunanlara ‘terörist’ muâmelesi yapan şanlı garantörün tepesinde oturan ve kendini allame-i cihan zanneden diktatöre iki laf edeceğiz 20 Temmuz’da, ya da sonsuza kadar susacağız…
Ya seçim meçim yok artık diyerek resti çekeceğiz, ya da KKTC meclisinin ödenekli esirlerinin peşine takılıp yıllardır bize oynanan rezil oyunun figüranı olmaya devam edeceğiz…
Ya Türkiye’de muhalif basına kilit vuranların, gazetecileri hapse tıkıp, kendilerinden olmayan akademisyenleri üniversitelerden atarak yerlerine uçan arabalardan söz eden kıytırık bilim adamlarını(?) koyanların, savaşa hayır diyen akademisyenleri, devrimci avukatları, özgürlükçü üniversitelileri, Kürt siyasetçileri hapislerde çürütenlerin, Kıbrıs’ın kuzeyinde de döşemeye çalıştıkları yolu göreceğiz, ya da husolup oturacağız…
Ya “Tatil”ini bir türlü bitirip “Gezi”ye çıkamayan “Ayşe”nin gerçek yüzünü nihayet göreceğiz, ya da bir daha ne kendi yüzümüze bakacağız, ne de birbirimizin yüzüne…
Tanıyın bunları, bunlar her Allahın günü birilerini vatan haini ilân ederek var olanlardır, bunlar bu ülkede ihanetin ballı kariyerini yapanlardır…
Kendi vatandaşları Türkiye’den sınırdışı edilirken “Her devlet bu tür yasal düzenlemeler yapıp, herhangi bir kişiyi ülkesine almayabilir. Bu her ülkede var” diyerek bu rezilliği normalleştirmeye çalışan ve sınırdışı kararı için “Başka bir ülkenin idaresinin almış olduğu bir karar. Her vatandaşın yargıya gitme hakkı vardır. İlgili kişilerin başvurabileceği yer, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleridir” diyerek işin içinden sıyrılan pişkin sağcıları tanıyın…
Bunlar hele bir de hukukçu diye geçiniyorlarsa, o zaman daha iyi tanıyın…
İşlerine geldiğinde “anavatan” nasıl da “başka bir ülke” oluyor, tanıyın bunları…
TC Lefkoşa Büyükelçiliği’ne Türkiye’ye girişi yasak olan Kıbrıslılar listesini sormaya cesaret bile edemeyen durgun ve suskun solcuları da tanıyın…
Bunlar ki, bu ülkede siyasi partidirler ve Ali Bizden’in, Ahmet Cavit An’ın Türkiye’den sınırdışı edilmesiyle ilgili “bu bizim sorunumuz değil” derler, işte bunlar sorunun kendisidirler…
Tanıyın bunları, bunlar Ahmed Arif’in şiirindeki “Engerekler ve çıyanlardır, bunlar, aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır”…
Bunlar yurdumuzla birlikte dünümüze, bugünümüze, yarınımıza el koyanlardır…
(13 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)