Kefenini alıp gelmiş, bir de piyade verin eline

Şener Levent – Bir gün daha batıp giderken, o günden artakalanlar taş gibi oturuyor yüreğimize…

Biraz keder…

Biraz öfke…

Biraz da çaresizlikle…

Hiç umursamayanlar da var bunu, büyük dert edenler de…

Bir gün daha batıp giderken, biraz daha kayıyor elimizden yurdumuz…

Göz göre göre…

Maşallah, sosyal medyadaki arkadaşlar ne kadar geniş yürekli…

Tüm bu olup bitenler çok olağan sanki…

Çiçek böcek paylaşıyorlar…

Mangal…

Taze profiller…

Ve “bugün de bu” diyerek bir sofracık…

“İç bubam” diyor ahbap…

“Bugün var, yarın yokuz”…

İçelim öyleyse!

Neyin şerefine?

Şeref mi kaldı?

***

Adam toplayıp bareyasını gelip gitti…

Sanki alay etti bizimle…

Saray yaptıracakmış!

Anladım dinlemeye gitmediniz onu…

Ama pişman gibisiniz…

Özür diler gibi açıklamalar yapıyorsunuz…

Hatta “Türkiye’ye yama olduk” diyebilme cesaretini gösteren eski başkanınız Talat’a bile kızıyorsunuz…

Tayyip Erdoğan’ı başka bir yere, Türkiye’yi de başka bir yere koyduğunuzu göstermek ve Türkiye düşmanı olmadığınızı ispat etmek için çırpınıyorsunuz… Oysa bizim asıl sorunumuz Türkiye…

Erdoğan sonra gelir…

Anladım 20 Temmuz törenlerine de katılmadınız…

İyi de ettiniz…

Ama bununla ilgili birkaç laf etseniz kıyamet mi kopardı?

“Bu bir işgal ve istiladır” deseydiniz…

“Acıların bayramı olmaz” deseydiniz…

O törenlere niçin katılmadığınızı izah etseniz olmaz mıydı?

“Varız, var olacağız” deyip duruyorsunuz…

Oysa yok olduğumuzu ve her gün biraz daha eritildiğimizi siz de görüyorsunuz…

Görmemek için kör olmak lazım…

Kaldı ki körler bile görür…

***

Adam Maraş için çağrı yapıyor ganimetçilere…

Adeta “Rumlara bırakmayın, gidin siz kapın” diyor…

Ben hırsızlığa çağrı derim buna…

Sizin de hep birden sesinizi yükseltmenizi beklerdim…

Bakın tüm bunlar yurtdışındaki yabancı medyada günün konusu olmuş…

Hatta Türkiye’de bile…

Yazmayan yazar kalmamış…

Pek çok ekranda tartışılmış…

Ve de Erdoğan’ın tavrı kınanmış…

Sizden neden hiç ses yok?

Bu sorun asıl bizim sorunumuz…

Biz susuyoruz ama…

Yabancılar konuşuyor…

***

Ersin Tatar’a taktınız kafayı…

Klinik vaka…

Boşuna uğraşmayın…

Nefes tüketmeyin boşuna…

Söyleyecekseniz ustasına söyleyin…

Onu başımıza oturtana…

Tatar delilikleriyle iyi bir kalkan oldu ustasına…

Okları kendi üzerine çekmeyi başarıyor…

Ustasını koruyor…

Her gün ona sövüp saymanız için saçmalıyor…

Gündem oluyor…

Size de yem atıyor…

Kendisine sövüp saymanızı sağlayarak size büyük bir iyilik yapıyor…

Muhalefet olduğunuzu hissettiriyor size…

Denktaş da öyle yapardı…

Eroğlu da…

Bakın nasıl gündem oluyor şimdi de…

“Ben kefeni giydim ve bu yola çıktım” diyor…

Bu söz Erdoğan’ın meşhur sözü…

Kefeni giydim diye diye ezip geçti milleti…

Çırağı Tatar da ondan aşırdı bunu işte…

“Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” da diyecek yarın…

Erdoğan’ın dediği gibi…

Papağan ezberledi…

Maraş’taki camiye gidip namaz kılmış…

Ellerini göbeğinin üstünde nasıl bağladığına bakın…

Tıpkı Erdoğan gibi…

***

Kefeni giyip de yola çıktığına şükretsin…

Bir kefeni var hiç olmazsa…

Ya o kefensiz toprağa verdiklerimiz…

Tekke Bahçesi mezarlığına giysileriyle üstüste yığdığımız şehitlerimiz…

Tatar’ın şehit olmaya hiç niyeti yok anlaşılan…

Kefenini alıp gelmiş!

Cihat var herhalde!

Verin bir piyade tüfeği öyleyse eline!

***

Çiçek ve böcekler paylaşmaya devam…

Gün batarken güneşin kızıllığını denizde…

Tüm bunları görüp de nasıl delirmesin insan!

(24 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author