İşte Annan Planı’nı da böyle tanımayacaktı

Şener Levent – Birleşmiş Milletler kararını tanımazsın…

Yok hükmünde dersin…

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımazsın…

Yok hükmünde senin için onlar da…

Avrupa Parlementosu kararları da birer hiç senin nazarında…

Neyi tanırsın sen o halde?

Yalnız kendini mi?

Herkes haksız, bir tek sen haklısın yani değil mi?

Annan Planı’nda da aynen böyle olacaktı işte…

Her iki tarafta evet çıksa bile yine çözüm olmayacaktı…

Türkiye daha sonra bahaneler uyduracak ve plandaki taahhütlerini yerine getirmeyecekti…

Ama biz Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kaybetmiş olacaktık…

Türkiye de cezasız kalacaktı…

Çünkü planda ceza meza yoktu…

Yıllardır Annan Planı ile bir çözüm fırsatının kaçırıldığını yazıp söyleyenler şimdi ne derler acaba merak ediyorum…

İşte BM Güvenlik Konseyi kararını tanımayan Türkiye…

Bunu tanımadığını söyleyen Tayyip Erdoğan’ın Annan Planı taahhütlerine uyacağını nasıl söyleyebilirsiniz?

Güvenlik Konseyi kararını tanımamakla Annan Planı’ndaki ikiyüzlülüğünü de ele veriyor Erdoğan…

Ve böylelikle Kıbrıslıtürklerin evetini de çöpe atmış oluyor…

Çeşitli bahaneler uydurup şimdiki Güvenlik Konseyi kararını çöpe atıyor da, yine bazı bahanelerle Annan Planı’nı da çöpe atmayacak mıydı?

Hele de bu plan kabul edildikten sonra 24 saat içinde feshedilecek olan Kıbrıs Cumhuriyeti feshedildikten sonra…

Bunu da cebine koyup köşesine çekilecekti…

Vaktiyle bunu öngörememiş olan Anastasiadis’e hala şaşarım…

Mustafa Akıncı’ya da şaşarım…

Türkiye’nin uluslararası anlaşmalara uymayan bir devlet olduğunu da mı bilmezlerdi?

Erdoğan’ın bu plana uyacağına dair nasıl bir güvenceleri vardı ki?

Eğer buna inanıyorlarsa ispat etsinler bize…

Tersini ben ispat ederim ama onlar bunu ispat edemezler…

Eğer hala iddialıysalar Annan Planı ile ilgili görüşlerinde ve hala bunu kaçırılmış bir çözüm fırsatı sayıyorlarsa, o halde şu soruya yanıt versinler:

-Türkiye son BM Güvenlik Konseyi kararını neden tanımıyor, neden yok hükmünde sayıyor?

***

Denktaş-Kiprianu 1979 doruk anlaşmalarında Maraş’la ilgili alınan kararı da tanımıyor…

Ne deniyordu o anlaşmanın 5. maddesinde:

“Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü beklenmeden Maraş BM gözetiminde eski sahiplerinin kullanımına açılacak.”

Bu anlaşmayı BM, İngiltere, TC, Yunanistan, ABD, Rusya, Güvenlik Konseyi üyesi ülkeler ile iki taraf başkan, hükümet ve meclisleri imzaladı…

Halen yürürlükte olan bu anlaşmanın altında Türkiye’nin de imzası bulunuyor…

Ama bunu da tanımıyor…

Bu anlaşmaya da uymuyor…

Hiçbir şeye uymuyor da Annan Planı’na uymuş olacağını siz nereden çıkarıyorsunuz?

***

Bir şeyi daha merak ediyorum şimdi…

Güvenlik Konseyi kararını tanımadığını söyleyen ve bu karardan sonra da Maraş’ta geri adım atmak niyetinde görünmeyen Türkiye’ye herhangi bir yaptırım uygulanacak mı, uygulanmayacak mı?

Bu cezasız kaldığı takdirde Erdoğan Kıbrıs’taki hamlelerini daha da ileriye götürmek için sanırım hiç tereddüt etmeyecek…

Yalnız Maraş değil tabii…

İki devlet meselesi var bir de…

Adada çözüm yollarını berhava eden bir mesele de bu…

Bunda da geri adım atması gerekir…

***

Bir vakitler tartıştığım ilerici, barışçı ve çözümcü bazı Kıbrıslırum dostlar, bizim Erdoğan’a sert eleştiriler yapmamızı, Türkiye’yi de sürekli olarak işgalci diye suçlamamızı yanlış buluyorlardı…

Mücadele şeklimiz yanlış rotadaydı onlara göre…

Neden?

Yılanı deliğinden çıkarmayı bilmezmişiz…

Sormak isterim şimdi onlara:

Çıkardılar mı yılanı deliğinden?

O delikten bir şey çıkardıkları kesin, ama gerçekten bir yılan mı bu?

Yoksa bir dinozor mu?

Yılan olsa koskoca Maraş’ı yutamazdı…

Yutarsa bir dinozor yutar ancak…

O tartışmalarımızın üstünden uzun yıllar geçti…

Delikten çıkarmaya çalıştıklarını çıkardılar sonunda…

Onun bir dinozor olduğunu görünce şimdi çok mu şaşırdılar acaba?

(25 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author