
Faize Özdemirciler – Bize kalkın dediler, kalktık, çapaklı gözlerimizi ovuşturarak baktık göğe, toparlanın gidiyorsunuz dediler, toparlandık ama gitmiyoruz diyemedik, size yeni köyler yeni evler vereceğiz dediler, hiç itiraz etmeden, neden diye sormadan, evlerimizde son bir fotoğraf çektirmeden, arkamıza son bir defa dönüp bakmadan, bize verilen kara haberi müjdeymiş gibi öpüp alnımıza koyarak düştük yollara…
Bize yurdunuzdan vazgeçerseniz kazanacaksınız dediler, vazgeçtik ve kaybettik…
Bize göçmen olduğunuzu unutursanız kazanacaksınız dediler, unuttuk ve kaybettik…
Bize yurdunuzun yarısından vazgeçerseniz kazanacaksınız dediler, yarısından vazgeçtik, tamamını kaybettik…
Bize Kıbrıs’ın bir ada olduğunu unutursanız, başınız göğe erecek dediler, unuttuk ve dibe vurduk…
Bize Kıbrıs’ta iki ayrı ülke olduğuna inanırsanız her şey çok güzel olacak dediler, inandık ama hem hiçbir şey güzel olmadı, hem biz çok çirkin olduk…
Sonra aldılar varlığımızı Türk varlığına armağan ettiler, arıyoruz da kendimizi bulamıyoruz şimdi…
“Kıbrıslıtürk”teki “Kıbrıslı”yı dağları oyar gibi oydular, törpülediler, azacık bıraktılar, nihayette “Kıbrıslı” görünmeyecek hale geldi, geriye sadece “Türk” kaldı…
Kıbrıslıtürk’ün bayramdan bayrama ve cenazelerde hatırladığı dini az buldular, yetersiz buldular, kendi dinlerini çocuklarımızın beynine boca etmeye, dini hayatın tamamına yaymaya başladılar…
Bayraklarla basiretimizi, olur olmaz yerlere diktikleri büstlerle aklımızı bağladılar, her gördükleri boş alana diktikleri camilerle imanımızı gevrettiler, kuzeyde kurdukları federe devleti yıkıp yerine ‘bağımsız’ Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilân ederken, bizi müebbet bir bakımsızlığa mahkûm ettiler, anayasaya yerleştirdikleri geçici maddeciklerle yarınlarımızı kalıcı bir şekilde ipotek altına aldılar…
Bize sizi kurtardık dediler, kurtarıldığımızı kabul ettik ve kurtlandık…
Savaşı ve işgali bayram diye kutlarsanız yeneceksiniz dediler, savaşı bayram diye kutladık ve yenildik…
Nihayette, bize sadece insan olduğumuzu unutursak yaşayabileceğimiz karanlık bir düzen armağan ettiler…
Geriye dönmek için vakit geçtir, ileriye giden bütün yollar tutulmuştur, bu ülke hiçbir ırkçı sembol içermeyen öz bayrağına ihanet etmiş üvey ve ırkçı bayraklara tutunmuştur…
Deniz bitti dağ bitti ova bitti, bir sınavdan geçer gibi geçiyoruz bu salgın günlerinden…
Sabah akşam sayıyoruz, güneyde şu kadar pozitif vaka, kuzeyde bu kadar pozitif vaka, 100 adet Türk pozitif artı 300 adet Rum pozitif kaç pozitif vaka eder, bir cumhuriyet kaç toplum eder, bir ülkeye kaç devlet sığar, iki devlet bir ada olunca yaşamak ne yana düşer barış ne yana…
Farkında değil misiniz, bağımsızlık diye diye bizi müebbet bir bakımsızlığa mahkûm ettiler buralarda…
Herşey Seferis’in şiirinde söylediği gibidir belki de:
“Artık bir şey kalmadığına göre elimizde, yeniden hayatı bulmak düşer bize…”
(29 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)