
Faize Özdemirciler – Kendi ülkesine istilâcı, yağmacı gibi saldıran; kendi ülkesinde satılmadık dağ taş ova orman su ve toprak bırakmayan; “vatan” dediği, ve hatta, ancak uğrunda ölen varsa “vatan” olabileceğini iddia ettiği coğrafyayı kendi elleriyle öldüren bir iktidarın alt yönetimi olmaktan rahatsız olacak yerde, kendi ülkesini yakan kavuran ormansız bırakan bir ampulün idare lâmbacığı olmakla övünenlerin borusu ötüyor da ötüyor…
Hiçbir hava kesmiyor, sadece anlamsız bir şekilde ötüyor, günde beş kere inadına sonuna kadar açılan mikrofonlardan yükselen ezan sesleri de karışıyor hükümetin borusuna, tam bir kakofoni…
Kalk borusu değil bu, yat uyu borusudur, olsa olsa otur yerine da husol borusudur…
Şair Şükrü Erbaş’ın “Yaşım itibariyle ülkenin epeyce kötü, acı, yıkıcı dönemlerini yaşadım ama bu kadar akıl dışı, ahlak dışı, utanmaz, insanı haysiyetinden vuran, çökerten, kendi düşüncesi dışında herkese hakaret eden, artık yalan olma değeri bile kalmamış yalanlarla var olmaya çalışan bir dönem de siyaset de görmedim” sözleriyle tarif ettiği ucube bir yönetimle uzlaşmanın utanılacak bir şey olduğunu anlamaktan acizsiniz baylar…
Matematiğiniz sıfır, yurt sevgisi zaten sizde namevcut, bu kirli uzlaşmanın bedelini hesaplayamıyorsunuz, günü kurtarırken geleceği feda ettiğinizi anlayana kadar, yarın gelip çatacak, ama ne çare, siz bugün olanları körlenmiyorsunuz ki, yarın olacakları öngörebilesiniz…
Dinleri imanları yetersiz bulunan Kıbrıslıları Müslümanlaştırma operasyonu hızlandırılmış bir şekilde sürüyor, kuran kursları tam gaz, bir ada ülkesinde 10-12 yaşlarında çocuklar yaz boyunca deniz yerine camilerde namaz kılmaya gittiler, bilmem kaç namaz rekât kılanlar tablet, şu kadar gün camiye gidenler bisiklet aldılar, rüşvetle dinin karanlık kuyularına itilmiş bir nesilden ne beklerseniz bekleyin artık…
Diktatör yargıtay binasını dualarla açarken, siz de kabara kabara okulları dualarla açıyorsunuz. Benim gibiler de kibar kibar soruyor:
-Hayrola baylar, uğurunuz?
Senelerce bir gün mutlaka çözüm olacağını ve çözüm olunca bütün sorunların aşılacağını söyleyerek avunan ve avutan KKTC ‘sol’u misyonunu tamamladı, şimdi sırada UBP’nin seve seve üstlendiği dünyada cehennemi yaşatıp öteki dünyada cennet vadeden siyasi İslam var.
Türkiye’de ne varsa burada da olacak, Türkiye’de ne yoksa burada da olmayacak… Misal Türkiye’de meclisteki ‘sol’ muhalefet CHP ise, burada da ‘sol’ mecliste olabilmek uğruna CHP kadar sol olacak, sabah akşam hükümeti istifaya çağırıp seçim isteyecek…
Henüz böceğe dönüştüğünüzü farketmemiş olabilirsiniz, ülkemizde yaşanan dönüşümün adını koymaktan korkuyor da olabilirsiniz, ama korkunun ecele faydası yoktur, üstelik mal meydandadır, hepiniz Gregor Samsa’sınız, sayenizde hepimiz Gregor Samsa’yız, salgının ortasında birer pozitif Gregor Samsa!..
(7 Eylül 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)