
Şener Levent – Kuzeydeki kitlesel eylemlere bakıp da güneyde “Kıbrıslıtürkler işgale karşı ayaklandı” sananlar mı var?
Eğer öyleyse, demek ki işgal bölgesinde olup bitenlerin hiç farkında değiller…
Parti, sendika ve örgütlerin Türkiye’nin işgaline karşı düzenlediği hiçbir kitlesel eylem yok burada…
Evet, küçük partilerden “Ankara elini yakamızdan çek” diyenler oluyor, ancak çok sınırlı, çok dar bir çevrede kalıyor bu yalnız…
Kitlesel eylemler daha çok ekonomik talepler içeren eylemler…
Hayat pahalılığı, zamlar, usulsüz istihdamlar vesaire ile ilgili…
Ki bunlar dünyanın her yerinde olur…
Yani işgal ile ilgili değil…
***
Bana göre işgal altındaki bir ülkede ekonomik taleplerle yapılan ve hiçbir siyasi argüman içermeyen eylemler işgal rejimini meşrulaştırmaktan başka işe yaramaz…
İşgalci hiç rahatsız olmaz bu gibi eylemlerden…
Hoşuna gider hatta…
Ne güzel der…
Türkiye’yi işgalci diye suçlayanlar utansın…
Demokrasi var işte…
Yasalar var…
Herkes demokratik hakkını kullanıyor…
Ve kimsenin de burnu kanamıyor…
Polis ve asker müdahale etmiyor…
Öyle derler…
Ve böyle eylemler sayesinde Kıbrıs’ta bir işgalci olmadıklarını ispatlarlar dünyaya…
Son eylemin videosunu görmediyse gösterin Tayyip Erdoğan’a…
Bayılır…
Böyle uslu, böyle itaatkar bir kitleye besleme deme nezaketsizliğini göstermez belki bir daha…
Zaten mitingte ne söylenmişse kendi uşaklarına söylendi…
Ona değil…
Efendiler uşaklarına hakaret edilmesinden pek rahatsızlık duymazlar…
Ama uşaklar efendilerine laf edilince çileden çıkarlar…
***
Kaldı ki bu mitingten Başbakan Faiz Sucuoğlu da memnun…
Uşak da memnun yani…
Övgüyle söz etmiş eylemden…
“Haklı ve barışçıl bir eylem” dedi…
Hak verdi eylemcilere…
Hatta evlere dağılmayıp orda kaldırımda sabahlayan gençlerin yanına gitti ertesi gün…
Onlarla oturup sohbet etti…
Tepkileri dikkate alacaklarını ve gençler için herşeyi yapacaklarını söyledi…
Bir teşekkür etmediği kaldı büyük mitingi yapanlara…
İşgal altındaki bu diyarın demokratik bir hukuk devleti olduğu ispatlandı yani bir kere daha…
***
Birlik ve beraberlik sağlandı yine…
Kıbrıslıtürkler tek vücut!
Sağcısı…
Solcusu…
Çözümcüsü…
Çözümsüzlükçüsü…
Barışçısı ve barışçı olmayanı…
Rum dostu ve Rum düşmanı…
Hep birarada!
Milliyetçi kesimlerimiz bile meydanda “Birlik mücadele dayanışma” diye haykırdılar…
Ne birleştiriyormuş demek bu toplumu?
Para!
İdeoloji bile dama atılır kokusu çıkınca…
Çok merak ederim…
Türkiye bizim bütün ekonomik taleplerimizi yerine getirse ne olur?
Türkiye’nin talimatlarından şikayetçi olan kaç kişi kalır?
Talimatla karar aldırtmasından…
Talimatla bakan atamasından…
Cebine ihtiyacı olduğu kadar para girdiği zaman kim şikayet eder ki bundan?
***
Ekonomik çıkarları kesişince…
Sağ sol demeden Türk Lirası herkesi serseme çevirince…
Birlik ve beraberlik sağlanıyor demek toplumda…
Türk bayrakları ile solun kızıl bayrakları yanyana dalgalanabiliyor meydanda…
Birisi,
-Hoşgeldiniiiiz, diyor kürsüdeki mikrofonda…
Ve gelin karşılama havası çalmaya başlıyor hemen…
Anladım yoksullaşmaya hayır…
Ya şu “toplumsal yok oluşa hayır” neyin nesi?
Yok mu oluyoruz?
Kim yok ediyor bizi?
Onu da söyleseler ve bilseydik bari…
***
Bir yabancı gazeteci bana sordu:
-Siz işgal altında değil misiniz?
-Evet, işgal altındayız dedim…
-o halde bu mitingte neden bundan hiç bahsedilmiyor?
-Burada işgalciye işgalci demezler, garantör derler de ondan!
***
Keşke böyle bir miting Akıncı’ya karşı Türkiye tarafından darbe yapıldığı zaman yapılsaydı…
Neredeydik o zaman?
(3 Nisan 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)