
Faize Özdemirciler – Ne zaman, tarikat ve cemaatlerin üniversitelerde örgütlendiğini söylediysek, din ve vicdan hürriyeti kapsamında olan hiçbir şeyin sorgulanamayacağını ima ettiler…
Ne zaman, “falanca camide” diye söze başlayarak çocuk istismarı sayılabilecek ciddi bir sorunu gündeme getirmeye çalıştıysak, karşımıza hiç alakası yokken ‘inanç özgürlüğü’nü diktiler…
Ne zaman, “Özgürlükçü olmanın birinci koşulu bütün özgürlükleri kısıtlayan güncellenmeye muhtaç İslam dinine ve zihinleri güncellenmemiş İslamcılara sonsuz özgürlük tanımak olabilir mi?” diye sorduysak, “şşşşşttttt” dediler…
Ne zaman, “Türkiye’de dinci iktidarın teşvikiyle toplumsal hayatı İslamın kuralları belirlemeye başladı, Tayyip Erdoğan ve AKP’si Türkiye Cumhuriyeti’ni İslam devletine dönüştürüyor” diyerek “laiklik” konusunu açtıysak, bizi hiç ait olmadığımız ve asla ait olamayacağımız yerlere postaladılar…
Ne zaman “Kıbrıslıları önce bayraklarla büstlerle terbiye ettiler, şimdi de tarikat ve cemaatlerle terbiye ediyorlar” diyerek, köylerde mahalle aralarında dinci propagandanın son sürat devam ettiğine dikkat çektiysek, “Bırakın bu Kemalist icadı mahalle baskısı saçmalıklarını” dediler…
Ne zaman “AKP dinci müfredatını dayatıyor, niye susuyorsunuz, yazık değil mi çocuklarımıza” dediysek, “İslamı ve İslamcıları ötekileştirmeyin!” dediler.
Ne zaman “Kıbrıslılar kendi ülkelerinde öteki olmuş da haberiniz yok” dediysek, Kıbrıs milliyetçisi demekle kalmadılar, üstüne bir de “İslamofobik” eklediler…
Ne zaman, çocukların din eğitiminin sapkınların cirit attığı tarikatlara bırakılmasının tehlikelerinden; Türkiye’de çocukların dinci vakıfların yurtlarında ve tarikat köşelerinde tecavüze uğradığından söz ettiysek, sustular, gereksiz ve abartılı buldular…
Dillerine doladıkları “İslamofobi, nefret söylemi, ötekileştirme” gibi kavramlarla Türkiye’nin Kıbrıs’taki sömürgeciliğinin üstünü örttüler, Türkiye’nin burada yürüttüğü dindarlaştırma operasyonunu meşrulaştırdılar, laikliğin altını oydular…
2017 Aralık ayında “Afrika”nın kapısında tekbir getirerek tehdit savuranları, 22 Ocak 2018 tarihinde taşlarla saldıran dinci faşist güruhu perde aralığından seyrettikleri günden önce de zaten din ve tarikat sorununu konuşmamışlardı, o günden sonra hiç konuşmadılar…
Bakın Özgür Gazete’nin haberine, bakın oradaki fotoğrafa, çocukların kararan geleceği, istismarın Allahı var orada…
Tarikat haberini yapan gazeteci arkadaşımız Pınar Barut şöyle diyor:
“Haberi yaptığımdan bu yana ne din düşmanlığım kaldı ne cahilliğim. Yediğimiz hakaret ve tehditkâr sözlerin haddi hesabı yok. Cemaat tarikat yapılanmalarına çomak sokunca, fanatiklerin hedef tahtasına koyulabileceğimizi biliyoruz. Bundan korkuyor ses çıkarmayanlar! Bu bedeller kişiyi koltuktan bile edebilir. Bu yüzden bu skandallara susuyorlar! Bugün sustukları her şey yarın bu ülkenin başına daha büyük çoraplar örülmesine sebep olacak.”
Bakın “Avrupa”nın manşetindeki fotoğrafa, ne görüyorsunuz, sustukça geldiğimiz karanlık… sustukça…
(5 Ocak 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)